Etiketler

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Kız Kulesi



 
Kız Kulesi’ nin ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamak ile birlikte kaynaklara göre M.Ö 341 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahip. Üsküdar’ ın sembolü ve aşıklar’ ın buluşma noktası haline gelmiştir. İstanbul Boğazın’ da 150- 200 Metre Salacak açıklarında inşa edilmiş bu yapı eski tarihlerde diğer bir isimleri “Damalis” ve “Leandros” ile bilinir. Zamanın Atina Kralı’ nın ismidir ve kule hakkında pek çok rivayet söylenmektedir. Kule İstanbul ‘un Fethinden sonra yıktırılıp yerine ahşap bir kule inşa edilir.1719 ‘ da bu ahşap kule çıkan bir yangında kül olur. 1725 şehrin baş mimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından Kagir olarak yeniden inşa edilir. Kulenin üst kısmı değiştirip üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine kurşun ile kaplı bir kubbe ilave edilir.  Ünlü Hattat Rasim Efendi’nin kaleminden çıkma kuleye şimdi ki şeklini veren Sultan II. Mahmut ‘un tuğrasını taşıyan bir kitabe yerleştirir.
 Kule tarihte; ticari gemilerden vergi toplama, savunma, fener 1930 tarihlerinde hastane ve radyo istasyonu olarak birçok farklı amaç için kullanılmıştır. 1964 yılında Savunma Bakanlığı 1982 tarihinde ise Denizcilik İşletmesi devralmış şimdiki tarihte ise özel şirket tarafından restoran olarak işletilmektedir.




                                                                                                                            İşte Hikayesinden biri;
Hero ve Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşk hikayesini anlatmaktadır. Hero’ nun kuleden ayrılması ile başlar. Hero Afrodit’in rahibelerindendir ve yasaklıdır. Yıllar sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene gitmek için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Birbirlerine aşık olan bu genç Leandros’ un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsamışlardır. Kuz kulesi her gece bu iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişlerine tanıklık eder. Leandros’ un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Karanlıkta yolunu bulamayan Leandros boğazın serin sularında kaybolur gider. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini kız Kulesi’ nden boğazın sularına bırakır.






Hikayelerinden bir diğeri ise;

Kızkulesi, Kubadabad Saltanat kentinin haremliğiymiş. İşte bu kalede Selçuklu Sultanının güzeller güzeli kızı ve cariyeleri hep birlikte yaşarmış.
Sultan bir gün düşünde güzeller güzeli kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş (diğer bir rivayet falında). Yaptırdığı bu kuleye kızını kapatmış ve öyle ki kuleye yılan girmesin diye beton borularla su ve süt akıtılmış.  ( Günümüz de halen borulara ait kalıntıları görmek mümkün.)
Yıllar yılları kovalamış ve günlerden bir gün Sultan ateşler içinde hastalanmış. Ülkenin en ünlü doktorları zor bulmuşlar Sultanın devası. Sevgili Sultan kısa bir süre sonra sağlığına tekrardan kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için kuleyi armağan yağmuruna tutmuşlar. Yaşlı bir köylü kadınsa Sultanına bir sepet üzüm getirmiş. Meğer üzümlerin altında küçük bir yılan varmış ve yılan o gece uykuda ki güzeller güzeli sultanı sokarak öldürür. Kral kızına demirden bir tabut yaptırır ve Ayasofya’ nın girişine yerleştirir bugün bu tabutun üstünde iki delik vardır ve yılanın ölümden sonrada onu rahat bırakmadığı rivayetleri söylenir.



Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...